İster ders çalışmak olsun, ister gün içinde işleri düzenlemek, en düzenli yöntemlerin başında not almak gerekiyor. Aldığımız eğitimler ya da katıldığımız programlarda da bilgileri unutmamak adına sürekli not tutuyoruz. Ancak bu şekilde bir çalışma sistemine sahip olduğunda, düzenli ilerleyebilmek biraz özen gerektiriyor.
Yani karışık bir şekilde not alıyor olman, çoğu zaman faydadan çok kafanın daha çok karışmasına neden olabilir. Bu sebeple çalışma sistemlerinde olduğu gibi not tutmada da bir yöntem çıkıyor karşımıza; Cornell metodu… Cornell Üniversitesi'nde profesörlük yapmış Walter Pauk tarafından 1940'larda geliştirilen bu not alma sisteminde, özellikle üniversite öğrencileri için geliştirilmiş bir sistem aslında. Altında yatan amaç ise her bilginin not edilmemesine dayanırken, gereksiz bilgilerle doldurmaktan kaçınarak çalışma sistemini de rahatlamış oluyorsun. Ayrıca zamandan tasarruf etmeye ve bilgilerin de akılda kalıcılığını arttırmaya yardımcı oluyor. Peki, bu metot nasıl uygulanıyor ve ne fayda sağlıyor hemen açıklayayım;
- Not alacağın kağıdı üç parçaya bölmekle işe başlıyorsun. Sol tarafta daha küçük bir alana anahtar kelimeler, sağ tarafta detaylı not alabileceğin bir alan ve en alta ise özet kısmını ayırmak gerekiyor.
- Bir sayfa düzeni oluşturacağın için, en başta kafa karışıklığının önünü kesmiş oluyor.
- Cornell metodu ayrıca uzun cümlelerin kullanılmasını da engelliyor. Tam da bu yüzden not edilen bilgilerin daha akılda kalıcı olmasını sağlıyor.
- Ders, toplantı ya da eğitim sırasında, not almak için sağ taraftaki geniş alanı kullanmalı, kısaltacağın bilgileri ya da varsa soruları, anahtar kelimelerin olduğu sütuna eklemelisin.
- Edindiğin ana fikirleri ise özet bölümüne yazman gerekiyor.
- Bu metot, dinleme becerisini de güçlü bir şekilde geliştirmeyi sağlıyor.
- Sonraki aşamada notların yazıldığı sağ taraftaki kısmı kapatıp, sol taraftaki anahtar ifadelerden yararlanarak not alınan önemli bilgileri hatırlamaya çalışmak gerekiyor. Bu, önemli bilgiler kolay hatırlamaya yardımcı oluyor.
Comments