Bir şeyler öğrenirken o bilgiyi olabildiğince sadeleştirmeye bakarız çoğu zaman. Karışık bir öğrenme yöntemi, dağınık bilgilerle öğrenme süreci daha çetrefilli bir hale bürünebiliyor. Bu yüzden size bir önerim var: Çalışma/öğrenme hayatınıza Feynman Tekniği'ni katın!
Okul yılları pek çoğumuz için geride kalmış olsa da, “çalışmak” dendiğinde akla sadece ders gelmemeli. Karşımıza çıkan zorluk veya fırsatlarla birlikte hayat boyu öğrenme halimiz devam ediyor aslında. Kimi zaman terfi almak için edinilmesi gereken bir sertifika, kimi zaman ise sadece kendini geliştirmek adına gittiğin herhangi bir kurs… Ne derler bilirsin “Öğrenmenin yaşı yoktur.” Mademki bilgi edinme hali devam ediyor, o zaman bir şeyleri daha basite indirgemek de gerekli. Çünkü bazı zamanlar konu her ne olursa olsun öğrenmekte zorlandığını, çalıştığın şeyleri anlayamadığını hissedebilirsin. İşte bugün seninle paylaşacağım benim en sevdiklerimden biri olan ve gerçekten verim alındığını düşündüğüm yöntem ise Feynman Tekniği… 20. yüzyılın en önemli fizikçilerinden biri olan ve Nobel Ödülü almış Richard Feynman’ın ortaya koyduğu bu teknikte bilginin iki türe sahip olduğu kabul ediliyor. Bir şeyin sadece adını bilmeye yönelik olan bilgi ve o şeyin temelinde neyin yattığını anlamaya yönelik bilgi… Temelinde yatan anlayış ise öğrenilmek isteneni mümkün olduğu kadar basitleştirmek. Feynman Tekniği, yeni kavramları hızlı bir şekilde öğrenmek, edinilen bilgilere dair boşlukları gidermek ve daha verimli çalışmak için kullanılıyor. Dört ana başlığa sahip olan bu teknik, belki de senin için idealdir ne dersin?
Mademki bilgi edinme hali devam ediyor, o zaman bir şeyleri daha basite indirgemek de gerekli.
1. Konunun tanımlanması
İlk önce ne öğrenmek istediğine karar vermekle işe başlamalısın. Ardından çalıştığın ve öğrenmek istediğin konu hakkında bildiğin her şeyi yazman gerekiyor. Burada önemli olan hatırlayabildiğin her bilgiyi kağıda dökmek.
2. Küçük bir çocuğa öğretirmiş gibi basitleştirilmesi
Burada konuyu hiç bilmeyen birine hatta sanki bir çocuğa anlatman gerekiyormuş gibi sadeleştirmeli ve oldukça basit terimler kullanmalısın. Tahmin edilebileceği üzere karışık ifadeler öğrenmeyi zorlaştırır ve hatta isteksizlik yaratır. Feynman’a göre konu, hakkında hiçbir şey bilmeyen birinin seviyesine indirgenemiyorsa anlaşılmamış demektir.
3. Boşlukların belirlenmesi
Çalışırken ve ikinci adımdaki gibi açıklamaya çalışırken eksiklik yaşadığın konulardaki boşlukları belirlemek de oldukça önemli. Bilgi eksikliklerini belirlemek, çalışılan kaynak materyale geri dönüp boşlukları telafi etme adına faydalı bir adım.
4. Bağlantı kurulması
Dördüncü adımda ise konuyla ilgili bilgilerin en önemli parçalarını bir araya getirmen gerek. Bunun akabinde konuyu benzerliklerle ilişkilendirmeye çalışarak daha da akılda kalıcı hale getirebilirsin.
Comments