Çoğunlukla daha Pazar gününden başlar Pazartesinin stresi. Hatta bu stres bazen o kadar büyük olur ki o günü doya doya yaşamaktan bile alıkoyar. Hatta yakın tarihli bir ankete göre, 1000'den fazla tam zamanlı çalışanın yüzde 62'si, Pazartesi gününü haftanın en korkulan günü olarak seçmiş. (https://www.thesleepjudge.com/sunday-scaries/) Peki, diğer günlerden hiçbir farkı olmayan bu günün senin üzerinde hakimiyet kurmasına izin vermeye devam mı edeceksin yoksa dizginleri eline almaya hazır mısın? Kurumsal iş hayatıma noktayı koymadan önce Pazartesi günlerini ben de iple çekmiyordum belki evet. Yine de bu duygunun çok şey kaybettirdiğinin farkına varmam uzun sürmedi. Zira iş yapmama duygusu çığ gibi büyümeye son derece meyilli. Eğer sen içindeki bu sesi susturmayı seçersen, emin ol çok daha mutlu biri haline geleceksin. Mesela Pazar akşamını tamamen kendine ayırarak yeni haftaya hazırlanabilirsin. O günü daha eğlenceli kılmak adına vaktin varsa iş çıkışında arkadaşlarınla bir program organize edebilirsin. Bunlar gibi daha pek çok madde mevcut önerebileceğim. İşte onlardan bazıları…
![](https://static.wixstatic.com/media/nsplsh_66683968bc744b819cf53d4b78d01e3b~mv2.jpg/v1/fill/w_980,h_653,al_c,q_85,usm_0.66_1.00_0.01,enc_auto/nsplsh_66683968bc744b819cf53d4b78d01e3b~mv2.jpg)
Sorunları fırsat olarak görmeyi seçebilirsin
Hayatın sorunsuz bir versiyonu olmasını hepimiz çok isterdik. Ancak biz var olduğumuz sürece problemler de var olacak. Asıl mesele ise ne kadar problemle karşılaştığın değil, onlarla nasıl başa çıktığın. Öfkeyle, olumsuz bir tavır takınarak değil, çözüm odaklı yaklaşmak aslında tamamen senin kazancına.
Rutin, rutin, rutin
İşin ucu her zaman bir noktada rutinler oluşturmaya çıkıyor. Hayatında düzene sahip olmak, karar vermenin psikolojik etkisini azalttığı için daha fazla özgürlük alanı tanıyor. Bir rutin oluşturduğun zaman konsantrasyonunu, ruh halini ve verimliliğini kontrol altına alabilmen mümkün hale geliyor.
Şükran duymayı unutma
“Hiçbir şey yolunda gitmiyor.” ya da “Niye hep kötü şeyler benim başıma geliyor.” diye düşünürsen, güzelliklere de kapıyı kapatmış oluyorsun. Oysa ki küçük dahi olsa seni mutlu eden şeylere odaklanabilirsen, sıklıkla şükran duyduklarını kendine hatırlatabilirsen, zamanla da daha pozitif bir düşünce yapısı oturtabilirsin.
Sağlıklı bir yaşam tarzı her şeyin çözümü olabilir
Duygusal olarak kendimizi nasıl hissettiğimiz, nasıl yaşadığımızla da doğru orantılı. Mesela hafta sonlarını yoğun bir şekilde geçiriyor, uyku düzenini kaçırıyor ve yediklerine dikkat etmiyorsan, Pazartesi günü kendini daha yorgun hissedebilirsin.
Erteleme tuzaklarına düşüyor musun?
Haftanın son gününde yapacakların gözünde dağ gibi büyüyor olabilir ve bu çok normal. Hepimiz zaman zaman sorumluluklarımızın altında ezildiğimizi hissedebiliyoruz. Ancak sana zor gelenleri sürekli ertelemeye çalışırsan, bu sıkıntılı durumdan kurtulman da daha uzun sürecek. Bu sebeple önce gözünü korkutan işlere öncelik verebilirsin.
Sosyal medyaya biraz mesafe
Dikkatimizin en çok dağıldığı günlerden biri cuma. Peki dikkatini en çok neler dağıtıyor? Bunun cevabının çoğunlukla sosyal medya olduğunu tahmin ediyorum. O zaman işleri biraz toparlayabilmek için sosyal medyaya biraz ara…
Durmaksızın çalışmak çözüm değil
Ara vermeden, aralıksız bir şekilde çalışmak hem motivasyonunu düşürür hem de ortaya çıkaracağın işin kalitesini. Mesela bilgisayar başında bir işin varsa, 20-20-20 kuralını deneyebilirsin. Her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 fit yani yaklaşık 6 metre uzaktaki bir şeye odaklan. Bu, zihnine ve gözlerine gerekli molayı vermeni sağlayacak.
Hayır demeyi öğren
Kendi çalışma düzenini bozacak ve rutinini engelleyecek durumlarla karşı karşıya kaldığında, eğer hayır deme lüksüne sahipsen bunu kullanmaktan çekinme. Elbette nezaket kuralları içinde.
Comments